MİRASİnsanlığın En Büyük İnşaatı

YAKINDA
— Dinlerin gökyüzünden inmediğini, insanların kendi korkularından ve ihtiyaçlarından inşa ettiğini dramatik bir biçimde anlatan belgesel. Kutsal kitapların sayfalarını değil, o sayfaların hangi mürekkeple, hangi siyasi iklimde, hangi insani ihtiyaçlarla yazıldığını keşfedin.

01: PROLOG

Karanlığın Gözleri

"Kutsal kitaplardan, peygamberlerden ve mabetlerden çok önce... Sadece korku vardı. İnsan, bu gezegenin en zayıf avıydı. Pençemiz yoktu, zırhımız yoktu. Geceleri karanlık bizi yutmak için beklerdi. Yıldırım düştüğünde gökyüzü bize bağırırdı. Atalarımız, hayatta kalmak için bir yol bulmak zorundaydı: Anlamlandırmak."

02: ANTLAŞMA

Yıldızların Altında

"Her şeyin bir ruhu olduğuna inandılar. Nehrin, rüzgarın, aslanın... Onlarla konuşurlarsa, onlara hediyeler verirlerse öfkeyi dindirebileceklerini sandılar. Bu, ilk antlaşmaydı. İlk dua, bir yakarış değil, bir pazarlıktı: 'Sana kan veriyorum, sen de beni yeme.'"

03: BEREKET

Toprağın Ruhu

"Avcı olmayı bıraktık, çiftçi olduk. Ama korkumuz bitmedi, sadece şekil değiştirdi. Artık aslandan değil, kuraklıktan korkuyorduk. Bize hayatı veren kadınlardı; o halde doğayı yöneten de bir kadın olmalıydı. 'Ana Tanrıça'ya taptık. Tanrılar henüz gökyüzünde, ulaşılmaz tahtlarda oturan krallar değildi. Onlar toprağın içindeydi, bizimleydiler, bizden biriydiler."

04: EFSANE

Tufan ve Büyük Teselli

"Şehirler büyüdü, kaos arttı. Nehirler haber vermeden taştı, ekinleri ve çocukları yuttu. Sümerli rahipler, bu kaosu açıklamak zorundaydı. Çaresizliğe karşı tarihin ilk büyük 'kurtuluş senaryosunu' yazdılar. Eğer itaat edersek, bir gemi bizi kurtarabilirdi. Tevrat yazılmadan binlerce yıl önce, Sümerli bir ozan kile şu satırları kazıdı: 'Tanrılar insanlığı yok etmeye karar verdi, ama bir adam bir gemi yaptı ve kurtuldu.' Bu hikaye yüzyıllar sonra Nuh'un hikayesi olacaktı."

05: DÜALİZM

İyilik ve Kötülük

"Yahudiler Babil'de sadece kendi tanrılarını değil, 'Öteki'ni de öğrendiler. İranlı rahiplerden, dünyanın iyilik (Ahura Mazda) ve kötülük (Ehrimen) arasında bir savaş alanı olduğunu duydular. Şeytan, Cehennem, Sırat Köprüsü... Bunlar Musa'nın değil, Zerdüşt'ün mirasıydı. Ve bu miras, birazdan yazılacak tüm kutsal kitapların omurgası olacaktı."

06: KURGU

Sürgünün Mimarları

"MÖ 586. Tarihin dönüm noktası. Küçük bir kabile devleti olan Yahuda Krallığı, Babil İmparatorluğu tarafından ezildi. Tapınakları yıkıldı. Antik dünya kurallarına göre, tanrınızın evi yıkıldıysa, tanrınız ölmüş demektir. Ama Babil sürgününde bir mucize değil, muazzam bir 'kimlik mühendisliği' gerçekleşti. Tapınak yıkılmıştı ama onlar tapınağı bir kitabın (Tevrat) içine inşa edip yanlarında taşıdılar. 'Biz yenildik ama Tanrımız yenilmedi. Tanrımız Yahve o kadar büyük ki, bizi cezalandırmak için Babillileri sopa olarak kullandı.' Yenilgiyi, 'Seçilmişlik' onuruna dönüştürdüler."

07: OTORİTE

İmparatorun Dini

"Zaman ilerledi. Yahudiye, Roma postalları altında eziliyordu. Nasıralı İsa, aslında Yahudi şeriatını reforme etmek isteyen, yoksulların yanında duran bir hahamdı. Yeni bir din kurmak gibi bir amacı yoktu. Ama Roma, parçalanan imparatorluğu birleştirecek tek bir dine muhtaçtı. MS 325'te İznik'te, İsa'nın tanrısallığı, piskoposların parmak kaldırmasıyla, oy çokluğuyla kabul edildi. Bugün milyarların inandığı dogmalar, o gün o salondaki siyasi pazarlıkların sonucuydu."

08: SENTEZ

Çölün Mimarisi

"7. yüzyıla gelindiğinde, sahne Arabistan çöllerine kaydı. Araplar, etraflarındaki büyük imparatorlukların 'Kitaplı' dinlerine gıptayla bakıyor ama kendilerini dışlanmış hissediyorlardı. Muhammed, tarihin gördüğü en büyük sentezi gerçekleştirdi. Yahudiliğin katı tek tanrıcılığını aldı, ama onların 'seçilmiş ırk' kibrini reddetti. Hristiyanlığın peygamberlerini kabul etti, ama 'Teslis' karmaşasını reddetti. Ve bunları, Arapların binlerce yıllık pagan geleneği olan Kabe ve Hac ritüelleriyle harmanladı. Bu, temeli İbrahim'le atılan o devasa gökdelenin 'çatı katıydı'. Eksik kalan son tuğla koyulmuş, kapılar mühürlenmişti."

09: ÇATIŞMA

Bölünmüş Gökyüzü

"Bina tamamlanmıştı ama mimar öldüğünde, anahtarların kimde kalacağı sorusu, binayı temelinden sarstı. Peygamberin vefat ettiği gün, teoloji bitti, siyaset başladı. Bir grup 'Seçimle gelen yönetsin' dedi, diğer grup 'Kan bağı olan yönetsin' dedi. Ve 50 yıl sonra Kerbela'da, Peygamberin torununun kanı döküldüğünde, o çatlak bir uçuruma dönüştü. Artık aynı kitaba inanan, aynı kıbleye dönen insanlar, 'gerçek İslam' adına birbirlerinin boynunu vuruyordu. Din değil, iktidar kavgasıydı."

10: SONUÇ

Boşalan Oda

"Binlerce yıl boyunca bilinmeyenden korktuk ve boşlukları tanrılarla doldurduk. Ama son 50 yılda bir şey oldu. İnsanlık, tarihin en büyük 'yasak meyvesini' ısırdı: İnterneti. Bilgiye erişim arttıkça, gökyüzünün gizemi çözüldü. Ve gizem bittiğinde, büyü de bozuldu. Belki de dinler, insanlık tarihinin çocukluk dönemiydi. Karanlıkta korkmamak için anlattığımız masallardı. Ama artık büyüdük. Işıkları açtık. Ve gördük ki; odada kimse yok. Korku bitti. Artık sadece biz varız. Ve bu koca evrende yapayalnız olduğumuz gerçeği, uydurduğumuz tüm tanrılardan daha ürkütücü... ama daha gerçek. Çünkü artık gökyüzünden bir kurtarıcı beklemek zorunda değiliz. Odayı dolduracak, anlam yaratacak ve birbirimizi kurtaracak olanlar sadece biziz. Miras artık insanların ellerinde. Ve bu mirası ya birbirimizi yok etmek için bir silah olarak kullanacağız ya da o boş odayı 'insanlık' ile dolduracağız. Anahtar artık kapıda değil, cebimizde."

MİMARI GÖSTER